17 Aralık 2013 Salı

Mahallenin Delisi Altı Dakikadır Yazıyor. Kelimesi "karşılık"


Bunu alayım. Buyrun karşılığı. Olmadı mı? Niye ama? Ne de güzel bir nazar boncuğu. Nazar boncuğu olmaz mı? Sebep? Ne de güzel iyi niyetler yükledim ona. Yüklenmez mi? İyi niyet yüklenmez mi? Aslında bu konu benim de kafamda muamma. Yükledim oldu...niye olmuyor? Hayır kandırmadılar beni! Yanlış da anlamadım. Herkes yapıyor, o zaman doğru olmalı. Peki peki alın beş liranızı. Halbuki ben martılara simit alacaktım. E bir de çay söyleyecektim kendime gazetemi okurken içmeye. Hem biliyorsunuz hafta içi kodamanların fotoğrafları yok gazetede o yüzden on kuruş ucuz. Arta kalanını da bir fakire verecektim. O da dua edecekti. Evet bana edecekti duayı ama nazar boncuğu ile köprü kuracaktım ya, direkt size gelecekti. Olmaz mı? Olur gibi geldiydi. Olur dedilerdi. E peki o zaman bana boş bir naylon torba verin. İçine öğrendiklerimi koyacağım. Bana denilenleri de koyacağım. Koyacağım da koyacağım. Sevgi, iyi niyet, öğreti. Hatta öğretilmeyenleri de koyacağım. Hepsi naylona girecek. On sekiz yaş altı elleyemeyecek. Sonra...sonra salacağım rüzgara...

0 yorum :

Blogger Template by Clairvo