14 Haziran 2013 Cuma

Son Tren; İçine Biber Gazı Dolmadan


Son tren 18-Haziran-2013 günü seferini tamamlayacakmış içine biber gazı dolup hatıralarım gölgelenmeden.

Yirmi dört ay tren yokmuş. Değişim kaçınılmaz. Salı günü, tam dört gün sonra içine kumu, kovayı, çocukluğumun bütün anılarını toparlayıp garaja girecekmiş.

Bakırköy’den Florya’ya hareket eden bir tren; plaj coşkusu, havadaki bulutları izleyen cama yapışık çocuk gözler, akşam pespembe olacak yanaklar, anne eli, abla, teyze ve kuzenler, dönüşte bir külah Roma Dondurması…

Bazen Ankara yolu, cebe konan tarçınlı sakız. Çantalarda biraz meyva, börek ve meyva suyu. Aroma; üçgen paket, vişneli.
O tarçınlı sakız; gülerek bakan arap bacı… Aklın cebindedir binersin trene. Biner binmez ağzına atasın vardır, yok atmazsın, en doğru anı beklersin. Yolculuk uzun. Çuf çuf, tıngır mıngır sallana, yana alınacak yol. Cam kenarı. En çok ters oturmayı seversin. İstasyonun yavaşça geride kalışını, yerini ray yollara bırakışını izlemeyi. Yollar akıp gider, aklın cebinde, uykuya dalarsın bir müddet sonra. Başın annenin dizlerinde… Bir hışırtı dolar kulaklarına,çekip getirir seni vagona. Meyva suyu ve börek. Tarçınlı sakız cebinde. Tren varıp indiğinde de çiğnenmemiştir o sakız. Hala en doğru anı bekler, çünkü sadece bir tanedir.

Kum, kova, dondurma, tarçınlı sakız…

Yıllar geçer…Atölyenden çıkarsın. Kadıköy. Vapur iskelelerinin önünden geçersin, insanların arasından. Bir simit veya çatal alırsın. Yol boyu, deniz kenarı çay bahçeleri. Kokusu bile simidine çok yakışır. Hoparlörden kaptan seslenir “Boğaz Turuuuu on dakikaya kadar hareket edecek. Siz de Boğazın güzelliklerinde hoş bir gün geçirmek istiyorsanız katılın. İstanbul Kart, akbil geçerlidir.” Bez afişte yazar : “Bir buçuk saat Boğaz Turu 12 TL “ Martılar hazır peşine takılıp gitmek için. Otobüs duraklarının ardı dizi dizi minibüsler. Önce sağa, sonra sola, tekrar sağa, öne, arkaya, çapraza… Tekrar sakinlik. Haydarpaşa yolu. Son balık ekmek kokusunun da içinden geçip ön taraftan dolaşarak gara girersin. O çok sevdiğin gara. Bütün kokular üstünde iyot, egzoz, balık. Trendesiniz. Kum, kova, dondurma, tarçınlı sakız çoktan orada.

On sekizinde son seferini yapacakmış.
Galiba seviniyorum...


garibim;
ne bir güzel var avutacak gönlümü,
bu şehirde,
ne de bir tanıdık çehre;
bir tren sesi duymaya göreyim,
iki gözüm
iki çeşme.

Orhan Veli Kanık


0 yorum :

Blogger Template by Clairvo